Tencere, tasarruf ve Z kuşağı
05 Temmuz 2021
Bir gazeteci olarak Türkiye siyasi hayatını 30 yıldır takip ediyorum. Refah Partisi döneminden bugüne kadar geçen sürece bizzat şahit oldum. Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette yaşadığı evreleri, başarılarını, bugünlere tırnaklarıyla kazıyarak geldiğini bilenlerdenim. Onun çok güçlü bir siyasi hikâyesi var. Siyasette hikâyesi güçlü olanlar kazanır. İlçe, il başkanlıkları, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, zindan hayatı ve sonrasında Ak Parti’nin kurulmasıyla başlayan genel başkanlık, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığına uzanan sürecin geldiği noktayı iyi analiz etmemiz gerekiyor. Elbette Ak Parti’nin de bir ömrü var ve günü geldiğinde miadını tamamlayacaktır. İbn-i Haldun’un da ifade ettiği gibi, devletler, ideolojiler de tıpkı insanlar gibi; doğar, büyür, gelişir ve günü geldiğinde ölüme mahkûm olurlar. Bu anlamda kendisi de bir fani olan Erdoğan, makam ve mevkilerin gelip geçici olduğunu, asıl olanın millete hizmet etmek ilkesi olduğunu iyi bilir. Bu girizgâhtan sonra kısaca Ak Parti’nin 20 yıllık siyasi hayatını değerlendirmeye çalışalım.